Türkiye’nin Enerji Geleceği: Güneş

GÜNDER Başkanı Dr. Kemal Gani Bayraktar, Paris’te gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 21. Taraflar Konferansı sonucunu değerlendirerek, Paris Anlaşması’nın fosil yakıt dönemini sona erdirerek temiz enerji teknolojilerine geçişe işaret ettiğini söyledi.

İklim değişikliğiyle mücadelede bir milat olarak kabul edilen anlaşmanın 21. yüzyılın ikinci yarısında net salımların sıfırlanması anlamına geldiğini belirten Bayraktar, “Bu duruma göre, fosil yakıtlarda başta kömür olmak üzere son başladı ve enerji yatırımlarında kazananın yenilenebilir enerji kaynakları oldu. Uluslararası süreci takiben Türkiye, güneş enerjisi alanındaki yatırımlarını hızla artırarak “güneşe dönüş” seferberliği ilan etmelidir” dedi.

GÜNDER (Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu Türkiye Bölümü) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Kemal Gani Bayraktar, Paris’te gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 21. Taraflar Konferansı sonucunu değerlendirerek, GÜNDER olarak çözüm önerilerini sıraladı. Paris Anlaşması’nın fosil yakıt dönemini sona erdirerek temiz enerji teknolojilerine geçişi işaret ettiğine değinen Bayraktar, 195 ülkenin yer aldığı Paris Anlaşması’nın, iş dünyasına ve yatırımcılara fosil yakıt döneminin sonuna geldiğine dikkat çektiğini söyledi.

Karbon bütçesini 1,5 derece hedefiyle sınırlayan bu anlaşmanın Türkiye’nin enerji dönüşümünde temiz enerji teknolojilerinin önemini de ortaya koyduğunu belirten Bayraktar, “İklim değişikliğiyle mücadelede bir milat olarak kabul edilen anlaşma 21. yüzyılın ikinci yarısında net salımların sıfırlanması anlamına geliyor. Bu durum, fosil yakıtlarda başta kömür olmak üzere sonun başladığına ve enerji yatırımlarında kazananın yenilenebilir enerji kaynakları olduğuna işaret ediyor. Bu süreci takiben Türkiye, güneş enerjisi alanındaki yatırımları hızla artırarak “güneşe dönüş” seferberliği ilan etmelidir” dedi.

Enerji altyapısındaki köklü dönüşüme Paris’de ipuçları verilmeye başlandığını ifade eden Bayraktar, Hindistan’ın ön ayak olduğu “Uluslararası Güneş Enerjisi İttifakı” ile 120 ülkenin, güneş enerjisi teknoloji ve finansman maliyetlerinin düşürülmesi ile 2030 yılına kadar güneş enerjisinin geniş ölçekli kullanımı için gereken 1 trilyon ABD Doları tutarındaki yatırım için uygun mekanizma ve mali araçların oluşturulmasını hedefleyen bir girişim başlattığını hatırlattı. Bayraktar, “Bunu, Afrika kıtasında 2030 yılında 300 GW yenilenebilir enerjiye dayalı elektrik kurulu gücü tesis edilmesini hedefleyen “Afrika Yenilenebilir Enerji Girişimi” izledi. Zirvenin ikinci haftasında, 2020 yılında güneş enerjisine ilişkin uluslararası ticaretteki tüm ticari engellerin kaldırılmasını hedefleyen Küresel Güneş Konseyi’nin (Global Solar Council) kurulduğuna dair açıklama yapıldı. Güneş enerjisi maliyetlerinin 2009’dan bu yana % 80 oranında azaldığına dikkat çeken konseyin kurucuları arasında Türkiye’den de GÜNDER yer alıyor” diye konuştu.

“Türkiye’nin enerji geleceği güneştedir”

 

Türkiye’nin enerji geleceğinin güneşte olduğunu vurgulayan Bayraktar sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’deki güneş enerjisi sektörü, üzerine düşen görevin bilincindedir. Türkiye karbon salımlarını azaltmak ve düşük karbonlu ekonomiye geçmek için yeterli kaynağa sahiptir. Gerek uluslararası konjüktür, gerekse ülkemizdeki sanayici bu zorunlu dönüşümü gerçekleştirme sorumluluğunu yerine getirmeye hazır. Karar vericilerimizin de bu sorumluluk ve fırsata uygun olarak daha iddialı hedefler belirlemesi, sektörün gelişimini hızlandırıcı tedbirler alması gerekiyor. Ülkemizin geleceği güneştedir.”

Güneşin önünü açmak için GÜNDER’in önerileri:

Paris Anlaşması’nın, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerine maruz kalmamak için sanayi devrimi öncesine göre sıcaklık artışının 1,5°C’de sınırlandırılması gerektiğini ortaya koyduğuna dikkat çene Bayraktar, GÜNDER Yönetim Kurulu’nun güneşin önünün açılması için karar vericilere önerilerini şöyle sıraladı:

– 2023 yılına kadar en az 20,000 MW yeni lisans kapasitesi ihdas edilmeli, bununla ilgili başvuru bölgeleri ve şartları acilen açıklanmalıdır.

– Karapınar, Karaman, Niğde ve Van gibi güneş enerjisi yatırım alanları ile ilgili mevzuat bir an önce tamamlanmalı, bu bölgelerle ilgili altyapı eksiklikleri tamamlanmalıdır.

– Özellikle ihtisas bölgeleri ile ilgili lisans başvuru şartları şeffaf ve adil olmalı, önlisans başvuru yönetmeliği ölçüm şartı gibi gereksiz bürokrasiden arındırılarak yeniden oluşturulmalıdır.

– Lisanssız kapasitelerin yatırıma en kısa sürede dönüşmesi için gerekli tedbirler alınmalı, kısa sürede yatırıma dönüşme ihtimali olmayan kapasiteler düşürülerek gerçek yatırımcıya tahsis edilmelidir.

– Lisanssız üretimle ilgili imar ve enerji nakil hattı gibi problemli konuların haline yönelik iyileştirme tedbirleri alınmalıdır.

– Yerli ürün kullanımına yönelik teşvikler gözden geçirilmeli ve bu katkıların alınma süreçleri basitleştirilmelidir.

– “Güneş kentleri” konseptiyle, belediyelere hibe destekleri verilerek, tüketimlerini bu kaynaktan karşılamaları sağlanmalıdır.

– Binaların ve şehirlerin tasarımında güneşten yararlanma öncelikli olmalı, binaların güneşle enerji verimli renovasyonu ve bütünleşik güneş enerjisi sistemleri kullanımı ilgili mevzuatlar çerçevesinde güvence altına alınmalıdır.

– Ulusal enerji tüketiminin en az üçte birini oluşturan ısıtma ve soğutma ihtiyaçlarının giderilmesinde öncelikli olarak güneş ısıl teknolojilerinden yararlanılmasına ve bu sayede kademeli olarak doğal gaz tüketiminin azaltılmasına yönelik bir eylem planı oluşturulmalıdır.

– Güneşle ısıtma ve soğutma, Bölgesel ısıtma ve soğutma, Güneşle proses ısısı üretimi ve ısı depolama alanlarında da örnek uygulamalarla ugulamalar yaygınlaştırılmalıdır. Isıtma, soğutma ve proses ısısı üretiminde güneşten yararlanma karbon salımını azaltmada ve enerji bağımsızlığımızı sağlamada önemli bir kaldıraçtır. Isıl güçte de, 2023 yılına kadar 20.000 MW ısıl güce ulaşılması hedefler arasında yer almalıdır.

– Mevcut çatılar güneşten hem elektrik hem de ısı üretimi açısından azami fayda sağlayacak şekilde ülkemiz düşük karbon hızlı büyüme sürecine ivedi dahil edilmelidir.

– AVM, otel, sanayi kuruluşu, tarımsal işletme, vb. yaygın etkisi olacak sektörel hibe programları başlatılarak, 3 yıl içinde her bir segmentteki örnek uygulama sayısı en az 1000’e çıkartılmalıdır.

– TÜBİTAK bünyesinde yeni bir çağrı oluşturularak, güneş teknolojilerinin geliştirilmesine yönelik 5 yıllık bir program başlatılmalı, bu alandaki yerli üreticilerin bu programda yer alması sağlanmalıdır.

– Yeterince tecrübe kazanılarak risklerin tanımlandığı güneş sektöründeki finans koşulları iyileştirmeli, Bankalar özellikle teminat koşullarını, sigortalar poliçe koşullarını gözden geçirmeli ve iyileştirmelidir.

– Ulaşım ve taşımacılıkta da güneş enerjisiyle bütünleşik çözümlerin geliştirilmesi, ülkemiz karbon salımlarını azaltmada etkin rol oynayacaktır.

Kaynak: enerjienstitusu.com